Acta Orthopaedica et Traumatologica Turcica

Upper extremity injuries in soccer

AOTT 1994; 28: 247-249
Read: 614 Downloads: 426 Published: 20 April 2021
Abstract

Soccer both in terms of audience and both in terms of playersis the most popular sport of our times. Contrary to other contact sports, severe injury in soccor is not rule but can be expected. When these injuries are not diagnosed properly or not treated in true waysreturn time of the player tosport or normalliving activities will be affected negatively. In our clinical study we dealt with 80 cases (30.4%) in 263 patients who had upper extremity soccer injuries and who consulted Istanbul Haydarpaşa Numune Hospital Orthopaedic Emergency Department between 1. 1. 1993-31. 12. 1993. AlI of these patients were male and amateur soccer players with mean age 20.8 (11-41 ). Of these injuries 59 took place in synthetic gross field, 12 were insoil field, 9 were in gross fields. In this study we accept upper extremity from phalanx to glenohumeral joint (including this joint). Navicular fractures, colles fractures and radius distal epiphyseal seperation were accepted as wrist region fractures; radial neck, humerus epicondyle and humerus supracondylar fractures were accepted as elbow region fractures. Clavicula fractures and one of the cases which is perilunate dislocation were not included in this study because this case wasn t diagnosed in another clinic 50 treatment of the case was Iate. If these injuries are classified according to anatomical regions 24 (30%) of these were in wrist region, 19 (23.8%) of these were in digits and metacarpal, 14 (17.5%) of these were in shoulder region, 12 (15%) of these were in forearm region and 11 (13.7%) of these were in elbow region. 46 (57.5%) of these injuries were fracture and 13 of these were dislocation. We corralated this high ratio of fracture and dislocation in our series as neglected or untreated traumas that accepted as minor traumas and treated in field out of hospitals.

Özet

Gerek izleyeni, gerekse oynayanı ile günümüzün en popüler sporu olan futbolda diğer kontakt sporların tersine ciddi yaralanma kural değildir, ancak beklenebilir. Futbolcunun kendisi ile ilgili veya onun dışındaki sebeplerden gelişebilen bu yaralanmalar doğru tanı konmadığında veya uygun yöntemlerle tedavi edilmediğinde, kişinin spor veya günlük yaşantısına dönüş süresini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışmada, 1 Ocak 1993 ile 31 Aralık 1993 tarihleri arasında 12 aylık dönemde, Istanbul Haydarpaşa Numune Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Servisi acil polikiliğine branşı ilgilendirir futbol yaralanması nedeniyle başvuran 263 olgudan üst ekstremitelerinde yaralanmalan olan 80 olgu (%30.4) prospektif olarak değerlendirilmiştir. Hepsi erkek olan ve amatörce futbol oynadıklarını tanımlayan olgularımızın ortalama yaşları 20.8 (11-41 ) olarak saptandı. Yaralanmaların 59 unun sentetik elyaflı çim \"halı , 12 sinin toprak, 9 unun çim zeminli sahalarda oluştuğu belirlendi. Üst ekstremite olarak parmak ucundan glenohumeral ekleme kadar (dahil) bölüm kabul edildi. Naviküler ve colles kırıkları ile radius distal epifizyolizleri el bileği, radius boynu ile humerus epikondil ve suprakondiller humerus kırıkları dirsek bölgesi yaralanması olarak değerlendirildi. Klavikula kırıkları ile ilk tedavisi başka klinikte yapılan ancak tam konulamadığı için şikayetleri geçmeyen; bu nedenle kliniğimize başvuran perilunat çıkık olgusu bu çalışmaya alınmadı. Buna göre yaralanmalar anatomik bölgelere göre sınıflandırıldığında 24 olguda (%30) el bileği, 19 olguda (%23.8) parmak-metakarp, 14 olguda (% 17.5) omuz; 12 olguda (% 15) ön kol; 11 olguda (%33. 7) dirsek Iokalizasyonlu oldukları görüldü. Bu yaralanmaların 46 51 (%57.5) fraktür, 13 ü (% 16.2) dislokasyon şeklindeydi. Fraktür ve dislokasyon oranlarının serimizde fazla çıkmasını minor travma olarak değerlendirilen hafif ve bazı orta dereceli yaralanmaların saha kenarında tedavi edilmelerine veya geçer diye önemsenmemeleri nedeniyle hastaneye başvurmamalarına bağladık.

Files
ISSN 1017-995X EISSN 2589-1294